Düzenli yürüyüşün sağlık üzerindeki olumlu etkileri uzun süredir biliniyor. Ancak Glasgow Üniversitesi’nin geniş kapsamlı yeni araştırması, yürüyüş temposunun kalp ritmi bozukluklarına karşı etkili bir koruyucu faktör olduğunu ortaya koydu. Verilere göre, hızlı yürüyen kişilerde bu tür ritim sorunlarının görülme riski neredeyse yarı yarıya azalıyor.
420 Binden Fazla Kişi Üzerinde İncelendi
İngiltere Biobank verilerini analiz eden araştırmacılar, 420.925 yetişkinin yürüme hızlarını değerlendirdi. Katılımcılar yürüyüş tempolarını kendileri bildirdi ve bu hızlar; saatte 3 milin altı “yavaş”, 3-4 mil arası “orta”, 4 milin üzeri ise “hızlı” olarak sınıflandırıldı.
Katılımcıların büyük kısmı ortalama (221.664 kişi) ve hızlı (171.384 kişi) yürüdüğünü belirtti. Araştırma 13 yıl boyunca sürdü ve bu süreçte 36.574 kişide kalp ritmi bozukluğu gelişti.
Kalp Ritmi Bozukluğu Ciddi Risk Taşıyor
Çalışmada izlenen ritim bozuklukları arasında atriyal fibrilasyon (AF), ventriküler aritmiler ve yavaş kalp atımları yer aldı. Kalp ritmindeki bu düzensizlikler; felç, kalp yetmezliği ve ani kalp durması gibi ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Bu sorunlar genellikle kalbin elektriksel sistemiyle ilgili bozulmalardan kaynaklanıyor ve yüksek tansiyon, kalp krizi, bazı ilaçlar ya da viral enfeksiyonlarla tetiklenebiliyor.
Yürüme Hızı Arttıkça Risk Azalıyor
Çalışmanın en dikkat çekici sonuçlarından biri, yürüyüş hızının doğrudan kalp sağlığını etkilemesi oldu.
– Ortalama hızda yürüyenlerde aritmi riski %35 azaldı.
– Hızlı yürüyenlerde bu oran %43’e çıktı.
– Atriyal fibrilasyon riski hızlı yürüyenlerde %46 oranında düştü.
– Ortalama veya hızlı tempoda yürüyenlerde genel risk azalma oranı %27 olarak belirlendi.
Yalnızca Egzersiz Değil, Metabolik Denge de Önemli
Araştırmacılar, yürüyüş hızının sadece egzersiz miktarını değil; aynı zamanda obezite oranı, inflamasyon seviyesi ve metabolik sağlığı da etkilediğini söylüyor. Hızlı yürüyen bireylerin vücutlarında inflamasyon belirteçleri daha düşük bulundu.
Uzmanlar Uyarıyor: Yavaş Yürümeyin
Heart dergisinde yayımlanan çalışmanın yazarları, yürüyüş hızının artık egzersiz önerilerinde dikkate alınması gerektiğini vurguluyor. Günde 30 dakikalık tempolu yürüyüş, sadece formda kalmak için değil, kalp ritminizi düzenlemek ve hayati riskleri azaltmak için de güçlü bir savunma aracı olabilir.