ABD’deki federal mahkeme, Google’ın internet reklamcılığı alanındaki faaliyetlerini yasadışı tekel olarak nitelendirerek, dijital dünyanın düzenini derinden sarsacak bir karara imza attı. Bu karar, yalnızca Google’ın reklam gelirine değil, aynı zamanda kişisel veriler üzerindeki kontrolüne de doğrudan meydan okuyor. Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, mahkemenin kararını, “İnsan haklarına saygılı bir internet dünyası için önemli bir ilk adım” olarak nitelendirdi ve Google’ın veriler üzerindeki kontrolünün temel hak ve özgürlüklerle bağdaşmadığını vurguladı.
Mahkeme Kararının Ardında
ABD Adalet Bakanlığı, Google’ın internet reklamcılığı pazarındaki hakimiyetini sürdürmek için pazar manipülasyonu yaptığını ve rakiplerini saf dışı bıraktığını öne sürüyor. Google’ın kişisel veriler üzerinden kurduğu denetim modeli de ciddi şekilde eleştiriliyor. 2016’dan itibaren değiştirilen gizlilik politikası ile Google, kullanıcıların internet kullanım alışkanlıkları üzerinden kişisel veriler topluyor ve bu verileri hedefli reklamlar için kullanıyor. ABD Adalet Bakanlığı, Google’ın reklam pazarının yüzde 87’sini kontrol ettiğini belirtiyor ve bu durumun, kullanıcılar için gizlilik ihlallerine yol açtığını savunuyor.
Google’ın Tekelci Gücü ve İnsan Hakları Perspektifi
Callamard, Google’ın tekelci gücünün insan hakları açısından tehdit oluşturduğunu belirterek, bu gücün kırılmasının internetin daha adil ve güvenli bir ortam haline gelmesine olanak tanıyacağını ifade etti. Google’ın kullanıcı verilerini toplama, inceleme ve bunlardan kar elde etme modelinin, gizlilik hakkına ve bireysel özgürlüklere zarar verdiği vurgulandı. Ayrıca, alternatif hizmetlerin eksikliği nedeniyle, kullanıcıların Google’ın veri toplama ve reklam hedefleme uygulamalarına karşı çıkmakta zorlandıkları belirtildi.
Google ve Diğer Teknoloji Devlerinin Sorumluluğu
Callamard, tüm şirketlerin insan haklarına saygı göstermesi gerektiğini belirtti ve Google’ın bu konuda başarısız olduğunu vurguladı. Dünyanın en çok kullanılan arama motoru olan Google, internet kullanıcılarının haklarını ihlal etmeden çevrimiçi deneyim yaşamalarını sağlamak için daha şeffaf ve adil bir yaklaşım benimsemek zorunda. Google’ın reklam servislerinin yasadışı bir tekel olduğuna karar verilmesi, bu sürecin Google’ın yapısal bir bölünmeye gitmesiyle sonuçlanabileceğini işaret ediyor.
Diğer Yasal Gelişmeler
Bu dava, Google’ın reklam servislerine yönelik daha geniş bir yasal sürecin parçası. ABD, Avrupa Birliği ve Birleşik Krallık’ta Google’a karşı açılan benzer davalar, şirketin monopol gücünü ve kullanıcı verileri üzerindeki hakimiyetini sorgulamaya devam ediyor. Avrupa’da da benzer bir dava süreci devam ederken, Google’ın bölünmesi ve daha adil bir pazara geçişin sağlanması konusunda kararlar bekleniyor.
Bu gelişmeler, dijital dünya üzerindeki güç dengesinin değişebileceği ve daha fazla şirketin kişisel verilerle ilgili şeffaflık sağlamak zorunda kalacağı bir dönemin başlangıcı olabilir.