Sıradan bir baş ağrısı mı yoksa nörolojik bir hastalık olan migren mi? Bu ayrımı doğru yapmak, hem doğru tedaviye ulaşmak hem de yaşam kalitesini artırmak için büyük önem taşıyor. Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Figen Şensoy, migrenin genellikle hafife alındığını, ancak doğru tanı ve kişiye özel tedavi ile bu hastalıkla yaşamanın mümkün olduğunu söylüyor.
Baş Ağrısı Sıradan Nedenlerden Kaynaklanabilir
Uzm. Dr. Figen Şensoy’a göre baş ağrısı, birçok farklı faktörden etkilenebilir. Stres, uykusuzluk, aç kalmak, yoğun çalışma temposu, ekran başında uzun süre zaman geçirmek veya yeterince su içmemek bile baş ağrısına yol açabilir. Bu tür ağrılar genellikle geçici ve kontrol edilebilir olur. Fakat her baş ağrısı basit bir sorun olmayabilir.
Migren: Sadece Baş Ağrısı Değil, Nörolojik Bir Tablo
Migren, sıradan bir ağrıdan çok daha fazlasıdır. Uzm. Dr. Şensoy, migrenin nörolojik bir hastalık olduğunu vurguluyor. Genellikle başın tek tarafında, zonklayıcı ve şiddetli ağrılarla seyreder. Migren atağı sırasında bulantı, kusma, ışığa ve sese karşı hassasiyet gibi belirtiler ortaya çıkar. Bazı hastalarda ise aura adı verilen görsel veya duysal belirtiler atağı önceden haber verebilir.
Doğru Tanı, Başarılı Tedavinin Anahtarıdır
Migren tanısı genellikle hastanın öyküsüne ve semptomlarına dayanarak konulur. Ancak her şiddetli baş ağrısı migren değildir. Bu nedenle migrenle benzer şikâyetlere yol açan başka hastalıkların da dışlanması gerekir. Uzm. Dr. Figen Şensoy, bu ayrımın yalnızca uzman hekim tarafından yapılabileceğini belirtiyor.
Kişiye Özel Migren Tedavisi Neden Önemlidir?
Migren tedavisinde evrensel bir reçete yoktur. Her hasta farklı tetikleyicilere, farklı şikâyetlere ve farklı tedavi yanıtlarına sahiptir. Bu yüzden migren tedavisi mutlaka kişiye özel olarak planlanmalıdır. Uzm. Dr. Şensoy, bazı hastalarda sadece atak tedavilerinin yeterli olduğunu, bazılarında ise düzenli koruyucu ilaçların gerekli olduğunu belirtiyor.
Yaşam Tarzı Değişiklikleri Tedavinin Ayrılmaz Parçası
İlaç tedavisine ek olarak yaşam tarzında yapılacak bazı değişiklikler migren kontrolünü büyük ölçüde kolaylaştırabilir. Düzenli uyku alışkanlıkları, stres yönetimi, sağlıklı ve dengeli beslenme, yeterli su tüketimi, fiziksel aktivite ve ekran süresinin sınırlandırılması migreni tetikleyen faktörleri azaltabilir. Uzm. Dr. Figen Şensoy, hastalarına migren günlüğü tutmalarını da öneriyor. Böylece hangi alışkanlıkların atağı tetiklediği daha kolay fark edilebilir.
Migrenle Yaşam Mümkün, Ama Erken Tanı Şart
Migrenin tamamen ortadan kaldırılması her zaman mümkün olmasa da, doğru tanı ve tedaviyle atakların sıklığı ve şiddeti büyük ölçüde azaltılabilir. Uzm. Dr. Figen Şensoy, “Migrenle yaşamak mümkündür. Önemli olan erken dönemde doktora başvurmak ve doğru tedaviye yönelmek. Böylece hem iş hayatı hem sosyal yaşam daha konforlu bir hale gelir” diyor.
Kapsayıcı Yaklaşım En Etkili Sonucu Sağlar
Migren tedavisinde başarı, yalnızca ilaç kullanımına değil, bütüncül bir yaklaşım benimsemeye bağlıdır. Uzm. Dr. Şensoy, her hastayı bireysel özelliklerine göre değerlendirmenin, uzun vadeli çözümler üretebilmenin anahtarı olduğunu vurguluyor. Migren şikâyetlerinin görmezden gelinmemesi gerektiğini belirterek, “Her baş ağrısı basit bir durum değildir. Migrenin hayatınızı yönetmesine izin vermeyin” çağrısında bulunuyor.