Depremin Psikolojik Etkileri ve Tepkiler
Marmara Denizi Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, yetişkinler ve çocuklar üzerinde önemli psikolojik etkiler yaratmıştır. Prof. Dr. Zeynep Şimşek, depremin şiddetli korku, kaygı, öfke ve suçluluk gibi duygusal tepkilere yol açtığını belirtmiştir. Ayrıca, unutkanlık, dikkat dağınıklığı, uyuyamama ve baş ağrısı gibi fiziksel belirtiler de sıkça görülmektedir.
Depremin ardından çeşitli tepkiler verilmiş; bazı kişiler sabaha kadar dışarıda beklerken, bazıları şehirden ayrılmış ve bazıları ise sessiz bir bekleyişe girmiştir. Bu tür tepkilerin, stres hormonunun yükselmesiyle doğal ve geçici tepkiler olduğu ifade edilmiştir.
Yetişkinler İçin İyileşme Yolları
Yetişkinlerin, hem kendilerini hem de çocuklarını bu süreçte toparlamakta zorluk yaşadığını belirten Şimşek, öncelikle yetişkinlerin kendi ruhsal ve bedensel sağlıklarını korumaları gerektiğini vurgulamıştır. Basit nefes egzersizleri gibi rahatlatıcı teknikler, sinir sistemini harekete geçirerek kişiyi rahatlatabilir ve bu da bedenin ve zihnin yeniden dengeye gelmesine yardımcı olabilir.
Çocuklar ve Deprem Sonrası Davranışsal Değişiklikler
Çocukların beyin ön kısmı henüz gelişimini tamamlamadığından, depremin ardından bazı çocuklarda duygusal ve davranışsal gerilemeler görülebilir. Alt ıslatma, yalnız yatamama ve konuşmada zorluk gibi durumlar yaşanabilir. Bu tür belirtilerin geçici olduğunun ve doğal bir tepki olduğunun altı çizilmiştir. Çocukların bu süreçte desteklenmesi, onların güven duygusunu artıracaktır.
Çocuklarla Başa Çıkma Yöntemleri
Prof. Dr. Şimşek, çocukların temel ihtiyaçlarının karşılanmasının ve onlarla birlikte hareket edilmesinin önemini vurgulamaktadır. Çocuklara yaşlarına uygun oyunlar oynatarak onların duygusal destek alması sağlanabilir. Örneğin, balon şişirip oynamak nefes egzersizi sağlar, top oynamak veya ip atlamak fiziksel hareketi teşvik eder. Ayrıca, kuklalarla hikaye anlatmak veya güvenli alanlar oluşturmak, çocukların duygularını ifade etmelerine yardımcı olabilir.
Düzenli bir günlük rutin oluşturmak ve diğer çocuklarla vakit geçirmek de kaygıyı azaltan etkenlerdir. Ebeveynlerin, çocuklarıyla bu süreçte birlikte vakit geçirmesi, onların duygusal iyileşme sürecini hızlandırabilir.
Ebeveynler İçin Destek ve Uzman Yardımı
Ebeveynler, çocuklarının davranışlarıyla başa çıkmada zorlanıyorsa, uzman desteği almanın önemine dikkat çekilmiştir. Duygusal sorunların da fiziksel hastalıklar gibi tanınabilir ve tedavi edilebilir olduğu ifade edilmiştir. Sevgi, sabır ve ilgi, bu dönemin en güçlü ilaçlarıdır. Ayrıca, kriz anlarında aile içindeki iletişimin arttırılması, stresin azaltılmasına yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, her kriz bir fırsat olabilir. Aile içindeki bu zor süreç, daha güçlü bir bağ kurma ve gelecekteki olası krizlere karşı hazırlıklı olma anlamında önemli bir adım olabilir.