Son 50 yılda yediklerimiz değişti, bedenimiz bedelini ödüyor. Sofralarımıza gelen tavuklar artık ne doğal, ne sağlıklı; aksine fabrikalardan çıkan, kimyasallarla dolu birer hastalık kaynağı.
Tavuk mu yiyoruz, kimyasal kokteyl mi?
Tavuk çiftliği denince aklınıza yeşillikler içinde dolaşan hayvanlar geliyorsa büyük bir yanılgı içindesiniz. Bugün “çiftlik” denilen yerler aslında devasa hayvan fabrikaları. Yumurtadan çıkan civcivler hızla büyütülüyor, suni yemlerle şişiriliyor ve birkaç hafta içinde market raflarına çıkmaya hazır hale getiriliyor. Bu hızlı döngüde tavukların ne kemikleri ne organları tam gelişebiliyor; çoğu ayağa kalkamayacak durumda kesiliyor. Güneş bile görmeden hayatları sona eriyor.
İçinde ne olduğunu bilmediğiniz eti yiyor olabilirsiniz
Fabrikasyon tavukların en korkutucu yönlerinden biri de yedikleri yem. Bu yemlere karışan arsenik türevleri, tavukların hızlı büyümesini sağlıyor ama aynı zamanda insan sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Roxarsone, Nitarsone gibi arsenikli katkılarla beslenen bu tavuklar, kesildikten sonra da bu kalıntıları taşımaya devam ediyor. Üstelik bu maddeler etiketlerde yer almıyor, yani siz farkında bile olmadan bu kimyasalları tüketiyorsunuz.
Klorlu su ve tuz enjeksiyonuyla gizlenen pislik
Kümeslerde pislik içinde yaşayan tavuklar kesildikten sonra klorlu su banyosuna sokuluyor. Bu klor oranı, havuzlarda kullanılan miktarın çok üzerinde. Üstelik klor kokusunu bastırmak için ete tuzlu su enjekte ediliyor, bu da yüksek sodyum içeriğine neden oluyor. Özellikle çocukların böbrek sağlığı için ciddi riskler taşıyan bu işlem, sağlıktan çok görüntüyü önemseyen bir zihniyetin ürünü.
Antibiyotik direnci kapıda, hastalıklar da öyle
Tavuk etlerinde antibiyotik direnci artık büyük bir sorun. ABD’de yapılan araştırmalarda tavukların %62’sinde campylobacter, %14’ünde salmonella bulundu. Bu bakterilerin pek çoğu antibiyotiklere karşı dirençli. Campylobacter enfeksiyonları karın ağrısı, ishal ve ateşe yol açarken, antibiyotik tedavisinin işe yaramaması hastalığı daha da tehlikeli hale getiriyor. ABD’de tavuk kaynaklı yıllık 1.5 milyon hastalanma vakası kayda geçiyor.
Doğallıktan uzaklaştık, insani koşulları da unuttuk
Geçmişte tavuklar evde kesilir, kontrol edilirdi. Bugün ise seri üretim hattında birer dosya gibi işleniyorlar. Hijyen koşullarını sağlamak yerine hayvanlara önlem olarak antibiyotik veriliyor, pislikleri klorla bastırılmaya çalışılıyor. Bu, sadece hayvan hakları değil, insan sağlığı açısından da alarm verici.
Artık seçme vaktiniz geldi
Market raflarında gördüğünüz o parlak paketler, aslında doğanın değil mühendisliğin ürünü. Sağlıklı olmak istiyorsanız ne yediğinizi sorgulamanız gerekiyor. Tavuk gibi basit bir gıdanın ardında bu kadar karanlık bir tablo varken, artık kimyasal bir kokteyle değil, gerçek gıdaya yönelme zamanı.