102 Yaşındaki Beslenme Uzmanından Uzun Yaşamın 7 Sırrı

Loma Linda Üniversitesi’nde hala ders veren Dr. John Scharffenberg, 102 yaşında olmasına rağmen bağımsız yaşıyor, seyahat ediyor ve gençleri kıskandıracak bir hafızaya sahip. Sağlıklı ve uzun ömrünü 7 basit prensibe bağlıyor.

1. Atıştırmayı Bırak, Saate Göre Ye
Scharffenberg, gün içinde sürekli atıştırmanın kilo alımına ve metabolizma sorunlarına yol açtığını savunuyor. Öğünleri belli saatlerde yemenin, ideal kiloyu korumanın ve sindirimi düzenlemenin anahtarı olduğunu vurguluyor. Aralıklı oruç benzeri bir sistemle akşam yemeğini öğleden sonra yiyip sabah 6.30’a kadar hiçbir şey tüketmiyor.

2. Eti Hayatından Çıkar
Çocukluğundan beri vejetaryen olan Scharffenberg, 20 yaşından beri et yemiyor. Bugün tamamen bitkisel besleniyor. Mango, patates, cennet hurması ve kuruyemişleri favorileri arasında. Ona göre bitkisel beslenme, kalp hastalıkları riskini azaltıyor.

3. Doymuş Yağlardan Uzak Dur
Et yememekle birlikte doymuş yağlardan da otomatik olarak uzak kalan Scharffenberg, hayvansal yağ tüketmeyerek yüksek tansiyon ve kolesterol gibi riskleri minimuma indiriyor.

4. Tatlıya ‘Hayır’ Diyebilmeli
Şekerin kalp hastalıkları ve obeziteyle doğrudan bağlantılı olduğunu söyleyen Scharffenberg, tariflerde meyve gibi doğal alternatifler kullanılmasını öneriyor. Şekerin günlük enerjinin %5’inden (yaklaşık 25 gram) az olması gerektiğini savunuyor.

5. 40’tan Sonra Hareketsiz Kalmak Ölümcül
Beslenme uzmanı olmasına rağmen egzersizin daha önemli olduğunu belirtiyor. Özellikle 40-70 yaş arası hareketsizliğin çok tehlikeli olduğunu vurgulayan doktor, her gün bahçeyle uğraşıyor ve yaklaşık 3,5 kilometre yürüyor. Bu alışkanlığının, daha erken ölen iki erkek kardeşine kıyasla kendisini hayatta tuttuğuna inanıyor.

6. Sigara Asla
Hiç sigara içmeyen Scharffenberg, tütün ürünlerinin her organı etkilediğini ve önlenebilir hastalıkların başlıca nedeni olduğunu söylüyor. Kısa mesajı net: “İçmeyin.”

7. Alkole de Yer Yok
Tütün gibi alkolü de hayatına hiç sokmamış. Az miktarda alkolün sağlığa faydalı olabileceğine dair araştırmaları önemsemiyor, çünkü ona göre bu faydalar, kanser riskindeki artış karşısında çok küçük kalıyor.

Bir Cevap Yazın