Gönül Köprüsü: Türkiye’den Suriye’ye Uzanan Dönüş Hikayeleri

Yıllar sonra ülkelerine dönen Suriyelilerin umut dolu hikayelerini ve Türkiye’deki anılarını kaleme aldık. Şimdi dönme vakti geldiğinde neler hissediyorlar?

İlk kez Suriyeli bir komşu edindiğimde, onların hikayelerini dinlemeye başlamıştım. Kimisi lokantada çalışıyor, kimisi inşaatlarda ter döküyor, bazıları da kendi küçük işletmelerini kurmaya çalışıyordu. Şimdi ise Suriye’deki şartların iyileşmesiyle beraber, onlar için yeni bir sayfa açılıyor.

Birleşmiş Milletler’in açıkladığı rakamlara göre, şimdiye kadar 1.4 milyonu aşkın Suriyeli vatandaş ülkelerine dönüş yapmış durumda. Bu rakam her geçen gün artıyor. Özellikle Türkiye’den dönenler için Kilis’teki Öncüpınar Sınır Kapısı adeta umuda açılan bir kapı haline gelmiş.

Kimdir Bu Dönenler?

Geçen hafta Kilis’e gittiğimde, Öncüpınar’da sıra bekleyen ailelerle sohbet etme fırsatı buldum. İstanbul’dan gelen Bilal Vatfe, yanında taşıdığı üç büyük bavulla dikkatimi çekti. “On bir yıl boyunca lokumcuda çalıştım” diyor gururla. “Burada ikinci bir aile buldum ama şimdi evime dönme vakti geldi.”

Birçoğunun ortak görüşü: Türkiye onlara kucak açtı, ikinci bir vatan oldu. Elazığ’dan gelen Ali El Muhammed’in hikayesi ise daha da etkileyici. Sadece 6 yaşındayken Türkiye’ye gelmiş, İmam Hatip Lisesi’ni bitirmiş ve şimdi 17 yaşında bir genç adam olarak ülkesine dönüyor.

“Burada büyüdüm, Türkçeyi ana dilim gibi öğrendim. Arkadaşlarımla vedalaşmak zordu ama ailemi Şam’daki akrabalarımızla buluşturmak istiyorum,” diyor gözleri dolarak.

Yeni Başlangıçların Zorluğu

Gaziantep’ten gelen Ahmet Nami için durum biraz farklı. “Baskı işinde çalıştım yıllarca. Şimdi kendi matbaamı açmayı hayal ediyorum,” diyor umutla. Dönenler arasında en dikkat çekenlerden biri de Bursa’dan gelen marangoz Ammar Şlhwe.

“Türk ustalardan çok şey öğrendim. Halep’te kendi atölyemi kuracağım,” diyor ve cebinden küçük bir ahşap oyma çıkarıyor. “Bunu Bursalı ustam hediye etti, hatıra olarak saklayacağım.”

Dönüş yapanların hepsinde hem heyecan hem endişe var. Yıllardır görmedikleri evleri hangi durumda? Komşular hâlâ orada mı? Şehirleri nasıl değişti? Bu sorular zihinlerini kurcalıyor.

Öncüpınar’dan ayrılırken, otobüslere binip el sallayan çocukların gülümsemelerini unutamıyorum. Belki de onlar için bu bir son değil, sadece uzun bir seyahatin ardından eve dönüş hikayesi.

Bir Cevap Yazın