İç Anadolu’nun kıymetli otlarından biri olan madımak, hem sofralara sağlık taşıyor hem de köy kadınları için önemli bir gelir kapısı sunuyor. Nisan-haziran aylarında doğada kendiliğinden yetişen bu bitki, halk arasında adeta baharın müjdecisi sayılıyor.
Doğadan Sofraya Uzanan Şifa
Antioksidan açısından zengin olan madımak, mide ve bağırsak sağlığını desteklemesinin yanı sıra, kan şekerini dengeleme, damar sertliğini önleme ve kanserle mücadelede de adından söz ettiriyor. Taze olarak tüketilebildiği gibi kurutularak da saklanabilen bu değerli ot, kavurma, çorba, gözleme ve börek gibi birçok farklı tarifte kullanılıyor. Üstelik madımak çayı da geleneksel şifa yöntemleri arasında yer alıyor.
Kadın Eliyle Büyüyen Bir Ekonomi
Sivas’ın Beypınar köyünden Esengül Şaşkın, 78 yaşında olmasına rağmen her bahar doğaya çıkarak madımak topluyor. Günde 4-5 kilo toplayarak geçimini sağlıyor ve “Çok sağlıklı ve güzel yemeği oluyor” diyerek bu işin hem sağlık hem de ekonomik yönünü vurguluyor.
Hıdırnalı köyünden Mevlide Toprak ise “Madımağı toplamak çok zahmetli ama doğallığı her şeye değer” diyor. Bu yılın verimli geçtiğini belirten Toprak, “Bu sene madımak çok fazla. Tamamen doğada, katkısız yetişiyor. Şeker hastalığına, bağırsaklara çok iyi geliyor” diyerek doğanın sunduğu bu nimetin önemini hatırlatıyor.
Toplamak Sabır, Satmak Emek İstiyor
Kızılcaköy’den gelen Safiye Töker de sabah erken saatlerde başladığı madımak toplama mesaisinde bir günde iki torba dolusu ürün toplayabildiğini belirtiyor. Töker, “Madımak çok zahmetli ama bereketli bir ot. Bunun yanında evelik, yemlik, ısırgan, gelin parmağı gibi otları da satıyoruz” diyerek doğanın sunduğu diğer nimetleri de anıyor.
Lezzetiyle Türkülere, Değeriyle Pazarlara
100-150 TL arasında alıcı bulan madımak, hem geleneksel lezzetlerdeki yeriyle hem de kadınların geçim mücadelesine katkısıyla Anadolu’nun özel bitkilerinden biri olmayı sürdürüyor. Şarkılara ve türkülere konu olmuş bu ot, sadece bir yemek malzemesi değil, aynı zamanda köylü kadınların emeğiyle hayat bulan bir geçim kaynağı.