Sarı Nokta Hastalığında Erken Müdahale Görme Kaybını Önleyebilir

50 yaş sonrası görme kayıplarının önemli nedenlerinden biri olan sarı nokta hastalığı, genetik yatkınlık ve yaşam tarzı faktörleriyle tetikleniyor. Uzmanlar, erken tanı ve yeni nesil tedavilerle hastalığın ilerlemesinin önlenebileceğini vurguluyor.

Yaşa bağlı makula dejenerasyonu (YBMD), halk arasında bilinen adıyla sarı nokta hastalığı, gözün retina tabakasındaki makula bölgesinin hasar görmesiyle ortaya çıkıyor. Özellikle 50 yaş üstü bireylerde kalıcı görme kaybına yol açabilen bu hastalık, genetik eğilim, sigara kullanımı, hipertansiyon ve kalp-damar hastalıkları gibi faktörlerle ilişkili.

Belirtiler ihmal edilmemeli

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Numan Alp’e göre, hastalık genellikle sessiz ilerliyor ve ilk sinyaller fark edilmediğinde görme kaybı kaçınılmaz olabiliyor. Belirtiler arasında merkezi görmede bulanıklık, yazı okurken veya yüzleri tanırken zorluk, düz çizgilerin eğri ya da kırık görünmesi, kontrastta azalma ve renkleri soluk algılama gibi değişiklikler yer alıyor.

Kuru ve yaş tipler farklı ilerliyor

YBMD iki formda görülüyor: kuru tip ve yaş tip. En sık rastlanan kuru tipte, makula bölgesinde zamanla birikintiler oluşuyor ve görme yavaş yavaş azalıyor. Yaş tipte ise yeni damar oluşumları nedeniyle hızlı ve ani görme kayıpları yaşanabiliyor.

Işıkla tedavi: Valeda yöntemi

Prof. Dr. Alp’in üzerinde durduğu Valeda tedavisi, kuru tip YBMD’nin erken ve orta evrelerinde etkili bir seçenek sunuyor. Düşük seviyeli, özel dalga boylarında ışıklarla yapılan bu tedavi, retina hücrelerini uyararak oksidatif stresi azaltıyor, hücre yenilenmesini destekliyor ve görme kalitesini artırmayı hedefliyor. Cerrahi işlem ya da ilaç enjeksiyonu gerektirmeyen yöntem, hastaya ağrı vermiyor ve seanslar sonrasında normal hayata dönüş mümkün.

Her hastaya uygun değil

Valeda tedavisi, gözün anatomik yapısının uygun olduğu ve hastalığın son evresine ulaşmamış kişilerde daha başarılı sonuçlar veriyor. Bu nedenle ayrıntılı göz muayenesi ve testler, tedaviye başlamadan önce mutlaka yapılıyor. Haftada üç gün yapılan seanslar genellikle 3 ila 5 hafta sürüyor.

Beslenme ve yaşam tarzı etkili

Tedaviyi destekleyici önlemler de en az tedavi kadar önemli. Prof. Dr. Alp, sigarayı bırakmanın, sağlıklı beslenmenin ve antioksidan vitaminlerin (C, E, çinko, lutein, zeaksantin) hastalığın ilerlemesini yavaşlattığını belirtiyor. Göz sağlığını korumak için düzenli kontrollerin ihmal edilmemesi gerektiğini de ekliyor.

Bir Cevap Yazın