Multipl Skleroz (MS), her bireyde farklı seyreden, ama yaşam kalitesini derinden etkileyen bir hastalık. Prof. Dr. Sultan Tarlacı’nın açıklamaları, hem hastalar hem de yakınları için aydınlatıcı ve yol gösterici nitelikte.
MS nedir, neden olur, kimlerde görülür?
Multipl Skleroz, bağışıklık sisteminin hata yaparak beyin ve omurilikteki miyelin kılıfa saldırdığı, kronik ve otoimmün bir hastalık. Sinir iletiminde bozulmalara yol açan bu saldırı, zamanla kalıcı hasarlara neden olabiliyor. Görme kaybı, kas güçsüzlüğü, denge problemleri, uyuşma, yorgunluk… MS’in belirtileri oldukça çeşitli ve kişiden kişiye değişkenlik gösteriyor.
En sık karşılaşılan formu “ataklarla seyreden MS” olarak biliniyor. Ancak bazı kişilerde başlangıçtan itibaren sessizce ilerleyen türler de mevcut. Bu nedenle erken dönemde tanı konulması çok önemli. Erken teşhis, kalıcı hasarların önüne geçilmesinde kilit rol oynuyor.
MS hastaları için hayatı kolaylaştıran yaklaşımlar neler?
Modern tıbbın sunduğu immün tedaviler, MS’in ilerleyişini yavaşlatabiliyor. Ataklar daha hafif seyrediyor, sinir sisteminin korunması kolaylaşıyor. Ancak sadece ilaç değil, yaşam tarzı da hastalığın seyrini etkiliyor. Prof. Dr. Tarlacı bu konuda net: Kişiselleştirilmiş, disiplinli bir yaşam şekli tedaviyi tamamlıyor.
Beslenme bu tabloda nerede duruyor?
MS’e özel bir diyet olmasa da, bağışıklık sistemini dengeleyen Akdeniz tipi beslenme oldukça öneriliyor. Zeytinyağı, sebze-meyve, tam tahıl ve balık gibi doğal içerikler ön planda. Omega-3 yağ asitleri önemli, D vitamini eksikliği ise mutlaka giderilmeli. Glutensiz ya da ketojenik gibi özel diyetler üzerine araştırmalar devam ediyor, ancak kesin etkileri henüz netleşmiş değil.
Egzersiz? Ama nasıl?
MS hastalarına artık “hareketsiz kalın” denmiyor. Tam tersi… Yüzme, yürüyüş gibi hafif aerobik egzersizler öneriliyor. Elbette kişiye özel ve aşırı yorgunluk yaratmayacak programlar tercih edilmeli. Fizyoterapist eşliğinde yapılan denge ve kas kuvveti çalışmaları da oldukça faydalı.
Peki ya ruhsal etkiler?
MS sadece bedenle değil, zihinle de savaştır. Stres, hastalığı tetikleyebilir. Meditasyon, yoga, psikoterapi ve destek grupları bu noktada çok kıymetli. Özellikle bilişsel davranışçı terapi gibi yöntemler, kişinin hastalıkla daha güçlü baş etmesini sağlayabilir. Sosyal bağları korumak, umutla yaşamı sürdürmek MS hastaları için güçlü bir kalkandır.
MS’in henüz kesin bir tedavisi yok. Ama bilgi, bilinç ve destekle bu kronik hastalık yönetilebilir hale geliyor. Erken teşhis, sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve psikolojik dayanıklılık, hastalığın seyrini önemli ölçüde etkiliyor.