Beynin içinde ağrıyı algılayan sinir uçları bulunmadığı için, doğrudan beyin ağrımaz. Baş ağrısı dahil tüm ağrılar, aslında vücudun bağışıklık sistemine gönderdiği acil birer uyarıdır. Bu uyarılarda vücuda gelen zararın türü — örneğin ezilme, kanama ya da kimyasal bir temas — ve enfeksiyonun tipiyle şiddeti ayrıntılı şekilde bildirilir.
Baş ağrısı gibi hissedilen bu ağrılar, çoğu zaman beynin dışında, vücudun başka bir bölgesinde yaşanan sorunların yansımasıdır. Çünkü beyinde her organla ilişkili özel merkezler bulunur. Bir organda bir rahatsızlık meydana geldiğinde, bu durum o bölgede üretilen kimyasal maddeler ve belirli frekanstaki sinyaller aracılığıyla beynin ilgili noktasına ulaşır. Beyin bu sinyalleri ağrı hissine dönüştürerek kişiyi zararlı davranışlardan uzaklaştırır ve hastalığın ilerlemesini durdurmaya çalışır.
Aynı zamanda beyin, aldığı bu sinyalleri detaylı şekilde sınıflandırır ve bağışıklık sistemine aktarır. Böylece bağışıklık sistemi, gelen bilgiye göre organize bir savunma programı oluşturur.
İnsan ağrıya sabredebilse, hem beyin hem de bağışıklık sistemi görevlerini eksiksiz yapabilir ve bu sayede hastalıklar doğal yolla atlatılabilir. Ancak ağrı kesici ilaç alındığında sadece ağrı hissi değil, bu önemli bilgi aktarımı da kesilir. Hastalık altta ilerlemeye devam ederken, bağışıklık sistemi devre dışı kalır. Her kimyasal ağrı kesici, bağışıklık sistemini biraz daha zayıflatır ve zamanla onu işlevsiz hale getirir.
Kaynak: Aidin Salih (Gerçek Tıp)
