Yeni Eğitim Modeli Çocukların Değil Sermayenin Yararına mı?

Eğitim sisteminde planlanan yeni sınav düzenlemeleri, çocukların geleceğini şekillendirmekten çok, piyasa ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyor. Feray Aytekin’in değerlendirmelerine göre, MESEM modeliyle uyumlu hale getirilen yeni sınav sistemi, kamusal eğitim anlayışını dönüştürerek çocukları daha küçük yaşlardan itibaren işgücüne yönlendirmeye hazırlanıyor. Bu durum, sadece eğitim hakkını zayıflatmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal eşitsizlikleri de derinleştiriyor.

Sınav Sistemi Değişiyor, Peki Kimin İçin?

Planlanan değişikliklerde merkezi sınavların kaldırılması, yerel yeterlilik sınavlarının getirilmesi ve açık uçlu soru sistemine geçilmesi dikkat çekiyor. Bunun yanında, sertifika ve referans gibi uygulamaların eğitim kademeleri arasında geçiş için birer kriter haline gelmesi, ölçme-değerlendirme süreçlerinde özel şirketlerin yer almasıyla birleşince, eğitim sistemi adeta ticarileşmiş bir yapıya bürünüyor.

MESEM’leştirme Ne Anlama Geliyor?

MESEM (Mesleki Eğitim Merkezi) uygulamaları, özellikle çocuk yaşta çalışmanın önünü açmakla eleştiriliyor. Liselerin büyük kısmının meslek lisesine dönüştürülmesi ve mesleki eğitimin ortaokul düzeyine indirilmesiyle birlikte, öğrenciler çok erken yaşta yönlendirilerek eğitim hakkından uzaklaştırılıyor. Bu dönüşümle birlikte okullar, bilgi üretim merkezlerinden çok, “bedava işgücü sağlayan” kurumlara evriliyor.

Referanslı Eğitim Sistemi: Liyakat Yerine Bağlantı

Sertifika ve referans sistemine dayalı yeni model, “kimin referansı geçerli olacak?” sorusunu gündeme getiriyor. Aytekin, bu sistemin siyasal bağlantılı, dini yapılara yakın veya özel sermaye çevreleriyle ilişkili olanların daha fazla söz sahibi olacağı bir yapı kurduğunu ifade ediyor. Bu durum, hem eğitimin eşitlikçi yapısını tehdit ediyor hem de çocukların özgür bireyler olarak gelişimini engelliyor.

Çocuklar Eğitimden Koparılıyor, Erken Yaşta Evlenmeye Yönlendiriliyor

Son dönemde zorunlu eğitimin kaldırılmasına dair hazırlanan raporlar, özellikle 4+4+4 sisteminin son aşamasını hedef alıyor. Gençlerin “hayata geç başladığı” ve “evlenme yaşının yükseldiği” gibi gerekçelerle savunulan bu değişiklikler, çocukların erken yaşta evliliğe yönlendirilmesini ve ucuz işgücü olarak sisteme katılmalarını meşrulaştırıyor.

Bir Cevap Yazın