California Üniversitesi San Francisco’nun üç yıl süren araştırmasına göre, çocukların sosyal medyada geçirdiği süre arttıkça depresyon belirtilerinde ciddi artış yaşanıyor. Günlük ortalama kullanım süresi 7 dakikadan 73 dakikaya çıkarken, depresif belirtiler de %35 oranında arttı.
Günümüzde çocuklar günde ortalama 7 saatini internette geçiriyor; bu sürenin büyük bir kısmı ise oyunlara harcanıyor.
Çocuğun sağlıklı büyümesi sadece fiziksel değil, zihinsel ve sosyal gelişimini de etkiler. Bu sürecin temel taşlarından biri olan beslenme, doğru yönetilmezse çocukluk çağı obezitesine zemin hazırlayabilir.
Çocuk yaşta kazanılan okuma alışkanlığı, bir ömür boyu sürecek hayal gücünün ve düşünme becerisinin temelini atar. Miniklere kitapları sevdirmek için eğlenceli, yaratıcı ve rengârenk içeriklerle tanışmalarını sağlamak gerekir.
Danimarka’da yapılan çarpıcı bir araştırma, hamilelik sürecindeki hormon düzeylerinin yalnızca doğumu değil, çocukların yıllar sonraki yaşamlarını da etkileyebileceğini ortaya koyuyor.
Sabah kahvaltısından “tea time” saatine kadar sıkça tüketilen sütlü siyah çay, sadece bir gelenek değil, aynı zamanda kemik sağlığını destekleyen güçlü bir içecek olarak öne çıkıyor.
Bebeğin sağlıklı gelişimi için atılacak en önemli adımlardan biri, bağışıklık sistemini doğru desteklemektir. Anne sütünden uyku düzenine kadar birçok faktör, bebeğin hastalıklara karşı direncini belirliyor.
